Hz. Mevlana Celalettin-i Rumi Vefat Yıldönümü Mesajım

17 Aralık 1273’de Hakk’ın rahmetine kavuşan gönül insanı, büyük mütefekkir, din âlimi ve kelimelerin sarrafı Hz. Mevlana, Anadolu’nun bağrından bambaşka coğrafyalardaki başka tenleri, başka meşrep ve nesepleri hülasa tüm gönülleri asırlarca besleyen manevi bir pınardır. Kendi ölümünü şeb-i arus yani düğün gecesi olarak addeden Mevlana Hazretleri, ölüm mefhumunu, canın HAK sahibi ile buluşma anı olarak resmeder.

Hz. Mevlana’ya  göre  insan, bedeniyle pek küçük ve değersizdir ama; mana cihetiyle o âlemin en kıymetli unsurudur.  ‘Sen görünüşte bu âlemde en küçük şeysin ama taşıdığın mana bakımından en büyük âlem sensin’ diyen Mevlana, insanlık için boran ve tayfunların dünyasında adeta sığınılacak bir limandır ve eşsiz fikirleri ile yönünü kaybetmişlere bir pusuladır.

Ancak ve ancak aşk ile yazılmış bir eser, yedi buçuk asır ayakta kalabilir ve her dilde ve her gönülde bu denli teveccüh bulabilir. Hz. Mevlana eserlerini öyle bir ilahi aşk ile kaleme almıştır ki; 742 sene sonra dahi onu minnetle yâd ediyoruz.  780 bin kilometrekare vatan toprağı sathında bir muhabbet ve uhuvvet iklimini muhafaza edebilmemizin yegâne kaynağı, Mevlana gibi münevverlerimiz ve manevi liderlerimizdir. Bizi beyaz ay yıldızlı al bayrağın altında ve kutsal vatan toprağımızda iri ve diri kılan, milletimizin manevi dokusuna ilmi, idraki, irfanı, hikmeti bir nakkaş edasıyla ilmek ilmek ören Hacı Bektaşi Veliler, Yunus Emreler, Mevlanalar gibi manevi mimarlardır.

Hz. Mevlana Celalettin-i Rumi’yi Hakk’a yolculuğunun 742. yılında saygı, sevgi ve rahmetle anıyor, ülkemiz ve tüm dünyada barışın ve kardeşliğin tesisine vesile olmasını temenni ediyorum.

 

Bu içeriği beğendiyseniz paylaşır mısınız?

Comments are closed.