“Başarı bir seyahattir, hedef değil. Mutluluk, gidilen yolun üzerindedir, yolun sonunda değil. Yolun sonunda olsa, ona varıldığında yol bitmiş ve vakit de geçmiş olurdu. Mutlu olmanın zamanı ise bugündür, yarın değil.” Hz.Mevlana
Bizler hayatımızın sonuna kadar isteyerek yada istemeyerek olarak birçok şey öğreniyor, öğretiyoruz. Hayat üniversitesinden dersler alıyoruz yada dersler veriyoruz. Bunların sonucunda mutlu ya da mutsuz oluyoruz. Genel çerçeveden baktığımızda, bilinçli olarak öğrendiklerimiz ve öğrettiklerimiz bizleri mutlu ediyor. O zaman nasıl mutlu olurum sorusunun cevabını verirken de çok fazla düşünmemek lazım.
İnsan, hayatına bir yön vermediyse, ilgisini çekmeyen şeyleri öğrenmek zorundadır. Biz buna hayatın dikenli ve tozlu yollarında yürümeye çalışmak diyebiliriz. Aslında ortada diken ve toz değil, bilgiyi almamakta yani öğrenmemekte direnç vardır. Bu durum insanın aslında ne istediğini bilmediği durumlarda, hedefsiz ve amaçsız yürürken ortaya çıkıyor.
Bilgiyi almak için yani öğrenme işlemi için bir gayret söz konusu olduğunda ise, dikenli yol kendini bir gelincik tarlasına bırakacaktır. Burada hedef, ne başarı ne de mutluluktur. Burada mutluluk zaten o yol üzerindedir. Her yeni projeyi aldığında, üzerinde çalıştığında ve bitirdiğinde zaten başarılı ve mutlu olursun. Burada öğrendiklerin seni bir sonraki projeyi almaya güdüler ve bir sonrakini. Her yeni proje, daha büyük organizasyon gerektirecek, organize etmeyi öğreneceksin; daha büyük bütçeler gerektirecek, risk almayı öğreneceksin; daha çok kişi gerektirecek, öğretmeyi ve ikna etmeyi öğreneceksin. Öğretmeyi ve ikna etmeyi iyi öğrendiğinde ise, iyi bir lider olacaksın.
Aile hayatında da, Sosyal hayatında da bu böyledir. Karşına çıkan her insan sana bir şeyler öğretecek, evlilik ve eşin sana bir şeyler öğretecek. Ve sonunda bir bebeğin, çocuğun olduğunda öğretmeye başlayacaksın.
Hiç bir zaman “ben yolun sonunda mutlu olacağım”, ya da “başarılı olacağım” amaç olmamalıdır. Amaç, çizdiğin yol üzerinde çok çalışmak, hedef ise “sürekli öğrenerek kendini geliştirmek ve çok geniş vizyon sahibi olmak” olmalıdır. İşte bu aralıkta insan gelincik tarlasında yürür. Yaptığı hiçbir işten üşenmez, sıkılmaz, yorulmaz, her aşamada mutlu olur.
Hz. Mevlana’nın yukarıda çok güzel özetlediği gibi, ileri her attığımız adım bir başarıdır ve bunun için mutlu olmalıyız. Daha fazlasını istemek, daha fazlasını yapmak bir amaçtır ve bir amacımız olduğu için de mutlu olmalıyız. Hedefimiz daha iyi olmak,kendimizi iyileştirmek olmalıdır. Her daha iyi oluşumuzda mutlu olmalıyız ve sanki sıfırdan başlamış gibi baştan başlayarak yürümeliyiz.
Yani bence mutluluk ve başarı bir döngüdür, asla bir son, ya da bir sonuç değildir. Son, her şeyin bittiği yerdir ve hiç kimse her şeyin bittiği yeri hedeflemez.
Mutlu Günler…
Kalın sağlıcakla.
Herkese selam.