Yakın Şark; Tamam mı? Devam mı?

 

Türk Halkları Medeniyeti Vakfı Proje Koordinatörü Erkan AYAN,Ortadoğu’nun kaderi belki isminde gizli 19.yy kadar Yakın Şark olarak anılan bölge  İngiliz askeri belgelerinde verilen “Ortadoğu” ismiyle 20.yy da yaşadıklarını özetler hale geldi.Günümüzün  sorusu bölge  21.yy da “Ortadoğu olarak mı  kaderini sürdürecek” yoksa “yerel dokularına uygun olarak “Yakın Şark” olarak varlığını devam ettirecek ? sorusunu ülkemiz açısından sorgulamaya başlamamız gerektiğini söyledi.


Türk Halkları Medeniyeti Vakfı Proje Koordinatörü Erkan AYAN sözlerine şöyle devam etti: ”Bodrum
 sahillerinde cansız yatan 3 yaşındaki Suriyeli çocuğun görüntüsü Avrupa’ya yönelik artan göçmen dalgasının en dramatik halkasını oluşturuyor. Son bulan küçük yaşam, aynı zamanda AB ve ABD’nin Ortadoğu, Afrika ve Afganistan’a yönelik politikalarını gözden geçirmek içinde bir başlangıca sebep olabilir mi? Bu sorunun cevabının ‘evet’ olabilmesini tüm dünyada oluşacak kamuoyu baskısı gösterecek.

Son yüzyıldır Batı kendi yaşam kalitesini artırırken, bazı hayatları yaşanmaz hale getirdi. Batı ülkelerinde artan refahtaki enerjinin kaynağı yerin altında enerji zengini ama yer üstünde enerji fakiri olan devletlerden geliyor.

Petrolün, doğalgazın olduğu Ortadoğu’da işleyen enerji akış çarkına baktığımızda, adaletsizlik bir kez daha gün yüzüne çıkıyor. Çarkın işlemesinde ise enerjiyi çıkaranların, işleyenlerin ve paraya dönüştürenlerin Batılı grupların olması tesadüfü değil. Bununla beraber enerjinin geçiş güzergâhındaki devletlerde benzer istikrarsızlıkların olmasının da rastlantı olmadığı ortada. Çoğulcu olmayan yönetimlerin olduğu bu ülkelerde her şey zenginlik, güç kavgalarıyla başlıyor. Bu toplumlarda etnik, dini ve siyasi etkenlerle başlayan çatışmalar zamanla o ülkenin istikrarsızlaşmasına sebep oluyor. Bu kargaşada gözden kaçan husus ise enerjinin o ülkelerden kesintisiz şekilde Batı’ya akmasında sorun olmuyor. “

Türk Halkları Medeniyeti Vakfı Proje Koordinatörü Erkan AYAN Türkiye Rusya arasında Suriye’de ortaya çıkan krizin sonuçlarını da dikkate alarak ortaya çıkan sinyallerden netleşen aşağıdaki bazı resimlerin altını çizmekte fayda olduğunu söyledi:

  • Türkiye net bir şekilde hayat alanına geri dönüyor
  • Türkiye’nin sahaya geri dönmesini istemeyen oyun kurucular bu süreçte Türkiye’yi iç ve dışarı ciddi sıkıştırmaya tabii tutuyorlar.
  • Türkiye hayat alanlarına geri dönerken kriz stratejisinde asırlık tecrübelerini tam manasıyla kullanamadığında olay ekseninde günlük hareket ediyor.Bu da zaman zaman alan sıkışmalarına sebep oluyor.
  • Rusların küresel ölçek düşüncelerine karşılık Türkler şu etapta bölgesel alana çıkmayı birinci hedefe koyuyor.Suriye ise iki gücün kesiştiği alan olunca burada çatışma kaçınılmaz oluyor.
  • Suriye Türkiye için hayat alanı Rusya içinse çıkar alanıdır.Türkiye burada kendi Misak-ı Milli çizgilerini çizdirmeden ön bahçesini sağlamak alıp kademeli bölgesel güç olmaya çalışıyor.Rusya’da Suriye krizini küresel platforma taşıyarak bu krizden bir güç devşirmesine çabalıyor.Rusya bunu yaparken Türkiye ile her türlü çakışmayı göze alabiliyor.
  • Şurası bir gerçek batılı oyun kurucuları ki buna Rusya da dahildir. İngiltere’nin Ortadoğu’da kurduğu mandater sistemin devam etmesine bir yüzyıl daha sürmesini istemekteler.Sadece bu süreçte 1920’lerde kendilerine devlet verilmeyen Kürtlere bir devlet verilebilir tartışması şu etaplar gerek K.Irak’ta gerek Suriye ve Türkiye’nin Güneydoğusunda yaşanan gelişmeler bunun uzantısıdır.Sorulması gereken soru şu kurulması planlanan bu Kürt devletini kim kontrol edecek bunun cevabı daha verilmedi. Bunun yerel Kürt unsurları olmayacağı orta olmasına rağmen kavganın Kürt gazları ekseninde bakıldığında ABD ve Rusya arasında mücadelenin devam ettiği buna göre devletin ortaya çıkacağını söylemek mümkün olmaktadır.

 

Türk Halkları Medeniyeti Vakfı Proje Koordinatörü Erkan AYAN “sonuç olarak aslında Ortadoğu’da şu temel soruya cevap alınmaya ,Bölge hala küresel oyun kurucularının belirlediği Ortadoğu reflekslerine  göre mi ? hareket  edecek yoksa yerel unsurlarla bölgesel güçlerin devreye girdiği Yakın Şarka mı ? dönüşecek sorular bunlar . 2025  kadar birinci şekilde  gelişmeler olsa da 2030 sonrasında Yakın Şark kavramının ve bölgesel güçlerin etkileri daha fazla olacağı orta duruyor. “ dedi.

 

 

 

Bu içeriği beğendiyseniz paylaşır mısınız?

Comments are closed.